Sednaya'daki hücrelerde düzinelerce işkence görmüş mahkumun cesedi bulundu
İktidarı ele geçiren isyancılar, Beşar Esad rejiminin devrilmesinin ardından Şam'ın eteklerindeki Harasta askeri hastanesinin morgunda vahşi işkence izleri taşıyan 40'a yakın ceset bulunduğunu iddia etti.
Çeşitli çürüme aşamalarındaki cesetler, isimsiz bir ihbarın ardından keşfedildi. Kötü şöhretli Suriye cezaevlerinde işkence gören mahkumların cenazelerinin hastaneye nakledildiğine inanılıyor.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, rejim hapishanelerinde yaklaşık 60.000 kişinin işkence gördüğünü ve öldürüldüğünü iddia ediyor. Esad'ın 2011 Arap Baharı sırasında ayaklanmaların acımasızca bastırılması emrini vermesinden bu yana Suriye'de 100.000'den fazla insan ortadan kayboldu.
– Harasta Hastanesi, öldürülen mahkumların cenazelerinin nakledildiği ana merkez görevi gördü. Sednaya Tutuklular ve Kayıp Kişiler Derneği'nden (ADMSP) Diab Seria, AFP'ye yaptığı açıklamada, kötü şöhretli Sednaya hapishanesindeki cesetlerin buraya ya da Tişrin hastanesine teslim edildiğini ve ardından toplu mezarlara gömüldüğünü söyledi.
"Beyaz Miğferler" olarak bilinen sivil koruma grubu dün, "insan mezbahası" olarak da bilinen Sednaya'nın mahzenlerinde ve yer altı labirentlerinde ne canlı mahkum ne de ceset bulunduğunu duyurdu. Soruşturmaya, tesisin haritasına sahip kişilerin ve eğitimli köpeklerin desteklediği uzman ekipler katıldı.
Tüm hücreler, binalar, bodrumlar ve avlular, hatta havalandırma ve kanalizasyon sistemleri bile aranırken, yüzlerce kişi cezaevi önünde toplanarak kayıp kişilerle ilgili bilgi bekliyordu.
28 Ekim tarihli bir belgede Sednaya'da 4.300 bin 2.187 mahkumun bulunduğu, bunların 1.483 bin XNUMX'sinin "beyaz binada", XNUMX bin XNUMX'ünün ise daha ciddi suçlardan dolayı "kırmızı binada" gözaltına alındığı belirtildi.
ADMSP, 2011 ile 2018 yılları arasında yalnızca Sednaya'da toplam 30.000 kişinin idam edildiğini, işkenceyle öldürüldüğünü veya yaralanma, hastalık ve açlıktan öldüğünü iddia ediyor. 2018'den 2021'e kadar olan dönemde 500 kişi daha idam edildi. Cesetler "tuz salonlarında" tutuldu ve birkaç yüz kişi toplandığında hastanelere nakledildi.