Amerika'ya seyahat planlıyorsanız Mackinac Adası kaçırmamanız gereken bir yer.

Michigan Gölü'nün ortasında yer alan Mackinac Adası, geçmişin günümüzde yaşadığı, çikolata ve çam ağaçlarının kokularının havada uçuştuğu, gerçek bir doğa ve tarih harikasıdır.

Sadece beş kilometre uzunluğundaki bu sıra dışı ada, Amerika Birleşik Devletleri'nin en çok ziyaret edilen turistik yerlerinden biri ancak onu gerçekten özel kılan şey, üzerinde arabalara izin verilmemesi.

Evet doğru okudunuz. 1898'den beri Mackinac Adası'nda motorlu taşıtlar yasak olduğundan, adayı bisikletle, at arabasıyla veya yürüyerek keşfedebilirsiniz.

Bu nedenle ziyaretçiler, kendilerini daha yavaş ve daha barışçıl bir yaşam tarzının yaşandığı başka bir zamana adım atmış gibi hissettiklerini söylüyorlar.

Mackinac Adası sadece güzel bir manzaraya sahip olmakla kalmıyor, aynı zamanda tarihi açıdan da önem taşıyor. 18. ve 19. yüzyıllarda İngilizler ile Amerikalılar arasındaki savaşlarda stratejik öneme sahip bir yer olan kaleyi bugün gezebilirsiniz. 1780 yılında inşa edilen askeri kaleyi bugün gezebilirsiniz.

Gölün muhteşem manzarasını sunan bu yapı, ziyaretçilere geçmiş yüzyıllarda askeri yaşamın nasıl olduğunu görme imkânı sağlıyor.

Adada kalenin dışında Viktorya dönemi evleri, eski oteller ve dar sokaklar da bulunuyor; bunlar da adanın cazibesini vurguluyor.

1887 yılından kalma Grand Hotel, dünyanın en uzun ahşap verandasına sahip olmasıyla ünlü, adanın en ünlü sembollerinden biri.

Mackinac Adası doğa severler için bir cennettir. Adanın yüzde 80'ini kaplayan tabiat parkı, yoğun ormanların içinden ve berrak gölün kıyıları boyunca uzanan çok sayıda bisiklet ve yürüyüş parkuru sunuyor.

En ünlü doğal güzelliklerden biri de Huron Gölü'nün mavisine muhteşem manzaralar sunan 15 metre yüksekliğindeki doğal taş kemerdir. Keşfedilmeyi bekleyen mağaralar, uçurumlar ve gizli koylar da var.

Ada aynı zamanda kano, yelken ve balıkçılık için de harika bir yer, kışın ise kayak ve kızak meraklıları için bir cennet.