ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yaptığı "uzun ve çok verimli" görüşmenin ardından Rusya ile Ukrayna arasında barış görüşmelerinin derhal başlatılacağını duyurdu. Anlaşma haberi uluslararası toplumda büyük tepkilere yol açarken, en çok Ukrayna'nın Avrupa müttefiklerini şok etti.

Trump, sosyal paylaşım sitesi Truth Social'da yaptığı paylaşımda, Putin ile bir buçuk saat süren görüşmede Ukrayna, Ortadoğu ve yapay zeka alanında iş birliğinin ele alındığını belirtti. Görüşmenin kilit noktası, Trump'ın milyonlarca can kaybına yol açtığını söylediği Ukrayna'daki çatışmayı sona erdirecek bir barış anlaşmasına varılmasıydı.

"Müzakerelere derhal başlama konusunda anlaştık." Trump, "Ekiplerimiz çalışmalara başlayacak ve ilk adım olarak Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy'i arayıp görüşme hakkında bilgi vereceğiz" dedi. Dışişleri Bakanı Marco Rubio, CIA Direktörü John Ratcliffe ve Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Walz'ın liderliğindeki bir ekibin müzakerelere liderlik etmesi için görevlendirildiğini de sözlerine ekledi.

Putin'in sözcüsü Dmitriy Peskov, görüşmenin bir buçuk saat sürdüğünü ve iki liderin, ihtilafın çözümünün ancak barış müzakereleriyle mümkün olduğu konusunda mutabık kaldığını doğruladı. Putin'in Trump'ı Moskova'ya davet ederek görüşmelere devam ettiğini, ancak bu kez görüşmenin özel olarak gerçekleştirileceğini kaydetti.

Trump, Putin'le görüşmesinin ardından Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy ile de telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Ukrayna lideri, görüşmeyi "uzun ve önemli" olarak nitelendirerek, Ukrayna'nın işbirliğine istekli olduğunu vurguladı.

"Ukrayna herkesten çok barış istiyor." Zelenski, "Rusya'nın saldırganlığını durdurmak ve kalıcı, güvenli bir barışı sağlamak için Amerika ile ortak adımlar atmayı hedefliyoruz" dedi. Diplomatik bir üslup benimseyen Ukrayna, 2014'ten bu yana kaybedilen toprakları geri almak da dahil olmak üzere temel hedeflerinden vazgeçmeyeceğini açıkça belirtti.

Washington'un Rusya ile derhal müzakerelere başlama ve Ukrayna'ya desteğini azaltma kararı, Avrupalı ​​müttefikler arasında kaygıya yol açtı. Politico'nun haberine göre, ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth, Brüksel'deki meslektaşlarına, Ukrayna'nın Kırım'ı ve ülkenin doğu kesimlerini geri alma şansının olmadığını bildirdi.

Bu açıklama Avrupalı ​​diplomatlar arasında infiale yol açtı. Avrupa'nın müzakerelere doğrudan katılımını talep eden liderler, "Avrupalıların katılımı olmadan Ukrayna'da adil ve kalıcı bir barış sağlanamayacağını" vurguladı.

Trump'ın NATO'yu barış müzakere sürecine dahil etmeme kararı durumu daha da karmaşık hale getiriyor. The Guardian'ın haberine göre Trump'ın NATO'yu müzakerelerin dışında bırakan yaklaşımı, ittifakın güvenilirliğini zedeleyebilir ve uzun vadede Avrupa'nın savunma yeteneklerini zayıflatabilir. Basitçe söylemek gerekirse, Trump'ın açıklaması, ABD Başkanı'nın çok yakında başlayacağını duyurduğu müzakere sürecinin tamamında Avrupa'nın dışlanması anlamına gelebilir.

Trump'ın barış planı, ABD'nin Ukrayna politikasında tektonik bir değişimi temsil ediyor ve bu durum küresel güvenlik mimarisini yeniden tanımlayabilir. Öte yandan bu, Trump'ın göreve başlamadan önce Ukrayna'daki savaşı sona erdirmek için çalışacağı yönündeki açıklamasıyla da tutarlı bir hareket.

Destekçileri bu adımı çatışmayı sona erdirmeye yönelik pragmatik bir adım olarak görürken, birçok Avrupalı ​​lider ve analist Rusya'ya erken taviz verilmesi ihtimali konusunda endişelerini dile getiriyor. The Guardian, Trump'ın Avrupa müttefiklerinin yanı sıra hızlı müzakerelere ve olası toprak tavizlerine istekli olmasının Kiev'de de endişe yarattığını, Batılı analistlerin böyle bir yaklaşımın Rusya'nın daha fazla talebini teşvik edebileceğinden endişe ettiklerini yazıyor.

Trump'ın yakın zamanda gerçekleşeceğini söylediği ABD-Rusya görüşmesi ve Suudi Arabistan'daki zirve, sadece Zelenskiy'i anlaşmadan çıkarmakla kalmayıp, aynı zamanda Avrupa'yı da reddettiğinin bir işareti olabilir.

Dünya, uzun zamandır beklenen müzakerelere ilişkin gelişmeleri yakından takip ederken, risklerin yüksek olduğu açıkça görülüyor. Analistler, sonucun sadece Ukrayna'nın geleceğini değil, aynı zamanda Batı ile Rusya arasındaki uzun vadeli ilişkiyi ve küresel güç siyasetinde yeni bir sayfa açacağını söylüyor.

Yukarıdaki videodan analizin tamamını izleyebilirsiniz.