Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Suudi Arabistan'ın Cidde kentinde düzenlenen ABD ve Ukrayna heyetleri toplantısında kabul edilen 30 günlük ateşkes önerisi hakkında bugün ilk kez konuştu. Öneriye katıldığını ancak birçok soru işareti olduğunu söyledi. Nitekim Putin'in konuşmasında "ama" kelimesi birkaç kez tekrarlandı ve pek çok kişi Putin'in geçici bir barışa aniden onay vermeye henüz hazır olmadığı görüşünde.

"Düşmanlıkların durdurulması emrini kim verecek ve bu emirlerin değeri ne kadar olacak?" – Putin sordu.

Rusya Devlet Başkanı ayrıca, Rusya ile Ukrayna arasındaki sınırın uzunluğuna atıf yaparak, 2.000 bin kilometrelik bir şeritte "olası bir ateşkes anlaşmasının ihlalinin" nerede gerçekleşeceğine kimin karar vereceğini sordu.

"Bütün bu konuların her iki tarafça dikkatle incelenmesi gerekiyor" diyen Cumhurbaşkanı, ateşkes fikrinin "iyi olduğunu ve kesinlikle desteklediğimi, ancak tartışılması gereken konuların hala var" ifadelerini kullandı.

ABD Başkanı Donald Trump, Putin'in bu çatışmanın barışçıl bir şekilde sona erdirilmesi fikrine verdiği desteğin umut verici ancak eksik olduğunu söyledi. Trump da Putin gibi Putin'le anlaşmanın detaylarını görüşmeye hazır olduğunu açıkladı. Moskova, daha önce Ukrayna'nın önerilen 30 günlük ateşkesi dinlenmek ve yeniden toparlanmak için kullanmak istediğini değerlendirmişti.

Öte yandan Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy, Moskova'nın pozisyon manipülasyonu yaptığını söyleyerek, Putin'in Trump'tan korktuğunu söyledi.

Ancak Putin'in açıklamaları, son haftalarda Batı medyasında ortaya çıkan, Moskova'nın ve Putin'in savaşı sürdürmeye çalıştığı yönündeki spekülasyonlar doğrultusunda giderek yaygınlaşıyor.

Washington Post'un haberine göre, Ukrayna'daki savaş 2026'dan önce bitmeyebilir ve Rusya, Donald Trump yönetimi ile diğer ülkeler arasındaki gerginliği körükleyerek Amerika'nın müzakere pozisyonunu zayıflatmaya çalışıyor.

Şubat ayında Rusya Federal Güvenlik Servisi'ne (FSB) yakın etkili bir Moskova düşünce kuruluşu tarafından hazırlanan belgede, Rusya'nın Ukrayna'daki savaşın sona ermesine ilişkin maksimalist talepleri sıralanıyor. Belgede, ABD Başkanı Donald Trump'ın 100 gün içinde bir barış anlaşmasına varılmasına yönelik ön planlarının "gerçekleştirilmesinin imkansız" olduğu belirtiliyor.

Belgede, "Ukrayna'daki savaşa 2026'dan önce barışçıl bir çözüm bulunamaz" denildi.

Belgede ayrıca Ukrayna'ya barış gücü gönderilmesi önerisi reddediliyor, işgal altındaki Ukrayna toprakları üzerindeki Rus egemenliğinin tanınması konusunda ısrar ediliyor ve Bryansk ve Belgorod gibi Rus bölgeleriyle sınırda kuzeydoğu topraklarında bir tampon bölge oluşturularak Ukrayna topraklarının daha fazla bölünmesi çağrısı yapılıyor. Ayrıca, Rusya'nın 2014 yılında yasadışı olarak ilhak ettiği Kırım yakınlarındaki güney Ukrayna bölgelerinde, Odessa bölgesi de dahil olmak üzere, silahtan arındırılmış bir bölgenin oluşturulması çağrısında bulunuluyor.

Belgede, mevcut Ukrayna hükümetinin "tamamen dağıtılması" gerektiği belirtiliyor.
Avrupa istihbarat teşkilatının ele geçirdiği ve Washington Post'un da incelediği belge, Trump'ın Ukrayna konusunda Rusya ile bir barış anlaşmasına varma konusunda hâlâ karşılaştığı zorlukları gözler önüne seriyor.

– Rusya, durumun erken çözülmesinden yana değil. Sürekli olarak sorunun temel nedenlerinden bahsediyorlar. Bildiğiniz gibi bunlar Ukrayna'nın iç siyasetiyle ilgili ve daha da önemlisi Avrupa'nın güvenlik mimarisi ve NATO'nun rolüyle ilgili. Ve bunu hesaba katmayan basit bir ateşkes Rusya'nın çıkarına değildir. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi'nin eski kıdemli direktörlerinden Thomas Graham, "Trump bunu anlamıyor gibi görünüyor" dedi.

Bazı dünya analizlerine göre Rusya, "açıklık ve esneklik" göstererek Trump'ı görüşmelere çekmeye çalışırken, Putin ise kendisini "Donald Trump'ı çok iyi anlayan, ABD'deki hedeflerine ulaşmasına yardımcı olmak isteyen gerçek bir dost" olarak konumlandırarak müzakereleri uzatmaya çalışacak.

Metindeki yukarıdaki videoda tam analiz.