Halep'in düşmesi Rusya için ne anlama geliyor?
Rusya açısından rejimin Halep'te kontrolü kaybetmesi, Suriye stratejisindeki daha derin zayıflıkları ortaya koyuyor. İsrail'in son aylarda Lübnan ve Suriye'deki komutanlarına, kuvvetlerine ve lojistiğine yönelik saldırılarıyla daha da kötüleşen Hizbullah gibi kilit kara kuvvetlerinin zayıflaması ve Suriye ordusunun zayıflığı, Moskova'nın doldurmayı zor bulduğu askeri boşluklar yarattı. Ağırlıklı olarak Suriye'de hava angajmanı var.
Her ne kadar Rusya'nın Suriye'deki hava gücü 2018 seviyelerinde nispeten istikrarlı kalsa da, son iki yılda bazı kara kuvvetlerinin Tartus ve Lazkiye gibi stratejik yerleri güvence altına almak için yönlendirilmesi, Rusya'nın ortaya çıkan tehditlerle başa çıkma esnekliğini azalttı.
Ancak hâlihazırda yerleşik bölgesel nüfuzu ve önemli askeri yatırımları bulunan Rusya'nın, artan bu zorluklara rağmen Suriye'den çekilmeyi göze alması mümkün değil. Tartus deniz üssü, Rusya'nın önemli bir jeostratejik kaynak olan Akdeniz'e erişimini güvence altına alırken, Lazkiye yakınlarındaki Khmeymim hava üssü, Moskova'nın bölge genelinde güç yaymasına ve Suriye ve ötesinde kilit bir oyuncu olarak rolünü sürdürmesine olanak tanıyor.
Rusya'nın isyancıların saldırısına tepkisi önemli operasyonel kısıtlamaları ortaya çıkardı. HTŞ Halep'e ilk saldırdığında saldırının hızı ve sürprizi Moskova'nın etkili hava desteği organize etmesine çok az zaman bıraktı.
Hava saldırısı kapasitesinde herhangi bir eksiklik olmasa da Rusya, bu kadar büyük bir saldırıya karşı koymak için yeterli sayıda misyonu hızlı bir şekilde organize etme gibi pratik bir zorlukla karşı karşıya kaldı.
İsyancılar Hama'ya ulaştığında Rus güçleri daha koordineli bir hava harekâtı başlatmayı başarmıştı; Rus ve Suriye jetleri Hama, Halep ve İdlib'deki isyancıların mevzilerine saldırıyordu.
Rus kaynakları bu saldırılarda HTŞ lideri Ebu Muhammed el-Julani'yi öldürdüğünü iddia etse de bu iddia henüz doğrulanmadı.
Saldırı aynı zamanda Esad rejiminin savunmasındaki büyük zayıflıkları da ortaya çıkardı. Halep yakınlarındaki Quwares Hava Üssü'nde Suriye güçlerinin direnişle karşılaşmadan teslim olduğu ve bunun HTŞ'nin önemli askeri teçhizatı ele geçirmesine olanak sağladığı bildirildi.
Ele geçirilen ekipmanlar arasında bir Mi-8 helikopteri, bir L-39 savaş uçağı ve iddia edilen bir S-200 hava savunma sisteminin yanı sıra Strela-10 ve Pantsir-S1 sistemleri de vardı. Daha da endişe verici olanı, rejimin en büyük askeri-endüstriyel komplekslerinden biri ve savunma üretimi için kilit bir merkez olan El Safira'nın düşmesiydi.
İsyancıların Hama'ya doğru ilerleyişi artık Rusya'nın Suriye'deki stratejik konumunu tehdit ediyor. HTŞ, Hama'yı ele geçirirse, kıyı illerini izole edebilir, zira Hama şehri Tartus'a yaklaşık 80 kilometre uzaklıkta olup iç kesimleri Akdeniz kıyılarına bağlayan önemli bir kavşak görevi görüyor.
Bu arada, Lazkiye'ye yaklaşık 120 km ve Tartus'a 80 km uzaklıktaki Humus şehrine ilerleme, Rusya'nın Lazkiye ve Tartus'taki Akdeniz üsleri ile orta ve doğu Suriye'deki sınırlı güçleri arasındaki kara bağlantısını kesecek.
Bu coğrafi izolasyon, Rusya'nın Suriye çapındaki operasyonları koordine etme becerisini ciddi şekilde engelleyecektir.
Güneydeki hareketsiz isyancı hücrelerin yeniden faaliyete geçmesi halinde durum daha da kötüleşebilir, bu durum potansiyel olarak rejimin kontrolü altındaki bölgeyi parçalayabilir ve Rusya'nın zaten sınırlı olan askeri varlığını daha da zorlayabilir.
Rusya, Suriye'nin güneyinde, özellikle İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri yakınındaki Kuneytra ve Dera vilayetlerinde varlığını sürdürüyor ve burada ateşkesleri ve bölgesel gerginlikleri izlemek için askeri polis gözlem noktaları kurdu.
Acil askeri kaygıların ötesinde, bu gelişmeler Moskova'nın Suriye'deki nüfuzunu sürdürme konusunda giderek artan zorluklarını açığa çıkarıyor.
2015 yılında askeri müdahalenin başlamasından bu yana, Rusya'nın Suriye'deki nüfuzu birkaç temel unsura dayanıyordu: İran ve onun devlet dışı aktörlerden oluşan ağıyla ortaklık; Türkiye'nin Kürt güçleriyle ilgili endişeleri ve Rusya'nın Esad rejimine verdiği destek gibi çatışan çıkarların yönetilmesi için Türkiye ile koordinasyon; kasıtsız askeri çatışmaları önlemek ve çatışma dışı anlaşmaları korumak için İsrail ile hassas bir denge; Körfez İşbirliği Konseyi'ne (GCC) diplomatik erişim; ve ABD ile çatışmayı önleme mekanizmasını sürdürme çabaları.
Ancak bu sütunların her biri yalnızca Suriye'deki değişimlerin değil, aynı zamanda Ukrayna'daki savaşın ve Lübnan'daki krizin yayılma etkilerinin de baskısı altında.