Avusturya korkuyor: Trump Atlantik'teki müttefikleriyle ilişkileri ciddi şekilde sarsabilir

Önce Amerika politikası Avrupa'yı korkutuyor - EPA fotoğrafı, Michael Reynolds

Avusturya'daki sağcı güçler Trump'ın AB ve göç politikasına yönelik şüpheciliğini desteklerken, diğer siyasi partiler "Önce Amerika" politikasının mevcut güvenlik anlaşmalarını ve transatlantik bağları zayıflatabileceği korkusuyla Avrupa'nın özerkliğini ilerletmeye çalışıyor.

Avusturya'daki ve daha geniş anlamda Avrupa'daki siyasi partilerin, Donald Trump'ın ABD başkanlığına seçilmesine verdiği tepkiler, Trump'ın Beyaz Saray'a dönüşünün potansiyel jeopolitik sonuçlarına ilişkin derin endişeyi gösteriyor.

Avusturya Özgürlük Partisi (FPO) ve diğer sağcı gruplar Trump'ı destekliyor ve politikalarını "egemenlikçi idealleri güçlendirme şansı" olarak görüyor ve Avrupa Birliği'nin ulus devletler üzerindeki etkisini sınırlandırıyor. "Önce Amerika" sloganının transatlantik bağları zayıflatacağına inanıyorlar ancak bunun Avrupa ülkelerinin kendi çıkarları doğrultusunda bağımsız hareket etmelerine olanak sağlayacağına inanıyorlar.

Ancak diğer Avusturyalı ve Avrupalı ​​partiler ciddi endişelerini dile getiriyor. Pek çok kişi, Trump'ın dönüşünün, özellikle Amerika'nın Ukrayna'ya verdiği destek ve NATO içindeki kolektif güvenlik bağlamında, Avrupa'daki istikrarı tehdit edebileceğine inanıyor.

Avrupa savunmasının güçlendirilmesi

Belçika Başbakanı Alexander De Croo ve Almanya'dan milletvekilleri gibi Avrupalı ​​liderler, savunma alanında Avrupa bağımsızlığının güçlendirilmesi ihtiyacına işaret ediyor. Trump'ın geri dönüşünün ABD'nin Ukrayna'ya verdiği desteği azaltabileceği ve Avrupa'yı Rusya'dan gelecek tehditlere karşı savunmasız bırakabileceği düşünülüyor.

Durumun gelişmesi, Avusturya'da Avrupa'nın kendi savunması ve ekonomik istikrarı için ABD'ye ne kadar güvenmesi gerektiği konusunda tartışmalara yol açıyor. Avusturya'da ve Avrupa'nın diğer bölgelerindeki merkez ve sol partiler, Trump'ın politikalarından kaynaklanan potansiyel jeopolitik sonuçları dengelemek için Avrupa'nın savunma yeteneklerinin ve iş birliğinin giderek daha güçlü olması yönünde çağrıda bulunuyor.

Kısacası, Avusturya'daki sağcı güçler Trump'ın AB ve göç politikasına yönelik şüpheciliğini desteklerken, diğer siyasi partiler "Önce Amerika" politikasının mevcut güvenlik anlaşmalarını ve transatlantik bağları zayıflatabileceği korkusuyla Avrupa'nın özerkliğini ilerletmeye çalışıyor.

İllüstrasyon Profimedia

Kronen Zeitung, Der Standard, Oe24 ve Kurier gibi Avusturya'nın etkili medyası, ABD başkanlık seçimlerinin sonucunun Avrupa ve Avusturya açısından önemini analiz ediyor. Odak noktası uluslararası ilişkiler, ekonomik işbirliği, NATO ve iklim politikası gibi konulardır.

Potansiyel bir istikrarsızlık kaynağı

Kronen Zeitung, Trump'ın zaferini, özellikle NATO'ya yönelik eleştirileri ve "Önce Amerika" söylemi nedeniyle, Avrupa için potansiyel bir istikrarsızlık kaynağı olarak tanımlıyor.

- Amerika'nın NATO'daki rolüne ilişkin artan belirsizlik Avrupalı ​​müttefikleri endişelendiriyor; zira Amerikan desteğinin geri çekilmesi kıtanın güvenliğini zayıflatabilir. Gazete, Avusturya siyaset sahnesinin özellikle Amerika'nın Ukrayna'ya yönelik politikasındaki olası değişiklikten ve bu politikanın özellikle Rusya'yla yapılan savaşın ışığında Avrupa'ya sağladığı destekten endişe duyduğunu yazıyor.

"Der Standard", Trump'ın Avrupa ve Avusturya'ya yönelik yeni görevinin ekonomik sonuçlarını vurguluyor.

– Özellikle Çin ve diğer ülkelerden yapılan ithalatta açıklanan yüksek gümrük vergileri, Avusturya ekonomisini ve Avrupa'daki ticaret akışlarını önemli ölçüde etkileyebilir. Gazetenin belirttiğine göre Avusturyalı işadamları ve analistler, bu bağlamda, özellikle otomobil ve ilaç gibi endüstrilerde, ABD'de Avrupa ürünlerinin maliyetlerini artırabilecek korumacı politikaların artmasını bekliyorlar.

Benzer şekilde Oe24, Trump'ın ABD'yi iklim anlaşmalarından çekme ve çevre koruma önlemlerini yürürlükten kaldırma yönündeki olası kararlarına yönelik şüpheler de dahil olmak üzere Avusturyalı siyasi liderlerin tepkilerini aktarıyor. Bunun, Avrupa'nın öncü rol oynadığı iklim değişikliğine karşı küresel mücadeleyi zorlaştırabileceği uyarısında bulunan medya, Avusturya'nın AB ile birlikte bu konudaki uluslararası işbirliğine yönelik stratejilerini yeniden düşünmek zorunda kalacağına dikkat çekiyor.

Bu tepkiler, Avusturya medyasının Trump'ın ABD'deki zaferini, Avusturya'nın çıkarları açısından önemli sonuçları olan bir olay olarak gördüğünü ve bunu Avrupa'nın dayandığı uluslararası ekonomik ve güvenlik yapısını istikrarsızlaştırabilecek bir faktör olarak gördüğünü gösteriyor.

BRICS'e karşı tutum

En önemlisi Pekin ve BRICS ülkelerine (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika) yaklaşımının ilk dönemindekinden daha da sert olması bekleniyor. Trump, agresif ekonomik ve siyasi önlemler yoluyla "Çin nüfuzunun sınırlandırılması ihtiyacını" ısrarla vurguluyor ve vurguluyor. Önceki politikaları arasında ticaret savaşları, Çin mallarına yönelik gümrük vergilerinin artırılması ve ABD'nin Çin mallarına olan bağımlılığını azaltma girişimleri yer alıyordu; elektronik ve ilaç gibi "anahtar malların" ithalatına yönelik ek gümrük vergileri ve kısıtlamalarla bunu genişletmeyi planlıyor.

Yaklaşımın, muhtemelen tüm Çin mallarına yüzde 60'lık gümrük vergisi getirilmesi gibi sert hareketler yoluyla ticari gerilimlerin tırmanmasını içermesi muhtemeldir; bu, ikili ticaret ilişkilerine önemli ölçüde zarar verebilir, ancak aynı zamanda yüksek fiyatlar nedeniyle Amerikalı tüketiciler için de olumsuz sonuçlar doğurabilir. İthal mallar için. Danışmanları, tedbirlerin Çin'i ABD'den daha fazla etkileyeceğine ve potansiyel olarak tedarik zincirlerini Meksika ve Güneydoğu Asya gibi diğer ülkelere yönlendireceğine inanıyor.

Daha genel anlamda Trump, yerli üretime odaklanmayı geri getirmeye ve kilit teknolojilerin ABD kontrolü altında kalmasını sağlamaya çalışacak. Ekonomik baskıların yanı sıra BRICS ülkelerine, özellikle de Rusya ve Çin'e yönelik politika, sert bir üslup ve ek yaptırımlar anlamına gelebilir. Önceki dönemi, Çin'in siyasi hamlelerine ve toprak iddialarına karşı keskin bir retorik ve siyasi yaklaşım kullanma eğilimi göstermişti; bu durum ikinci dönemde de devam edebilir veya yoğunlaşabilir. Trump'ın seçilmesiyle birlikte Çin ile ekonomik savaşın büyük olasılıkla devam etmesi bekleniyor.

Sevgili okuyucu,

Web içeriğine erişimimiz ücretsizdir, çünkü birisi ödeme yapsa da yapmasa da bilgide eşitliğe inanıyoruz. Bu nedenle çalışmalarımıza devam edebilmek için Özgür Basın'ı maddi olarak destekleyerek okuyucu topluluğumuzun desteğini rica ediyoruz. Uzun vadeli ve kaliteli bilgi sunmamızı sağlayacak tesislere yardımcı olmak için Sloboden Pechat'a üye olun ve HER ZAMAN HALKIN YANINDA OLACAK özgür ve bağımsız bir sesi HEP BİRLİKTE sağlayalım.

ÜCRETSİZ BASINI DESTEKLEYİN.
BAŞLANGIÇ MİKTARI 100 DİNAR İLE

Günün videosu