Seçim sonrası Avusturya: Tartışmalı yetki ödülü ve Başkan Van der Bellen için istifa dilekçesi
Gumpoldskirchen'den Mario Widek, Başkan Van der Bellen'i "derhal istifaya" çağıran çevrimiçi bir imza kampanyası başlattı. Dilekçenin yalnızca dokuz gün içinde 74.000'den fazla kişiden destek alması, FPO seçmenleri arasındaki hoşnutsuzluğun arttığını gösteriyor
Avusturya'da, Cumhurbaşkanı Alexander Van der Bellen'in yeni hükümeti kurma görevini Avusturya Serbest Partisi lideri Herbert Kickl yerine Halk Partisi'nden (OVP) Karl Nehhammer'e devretme kararı üzerine sert bir tartışma sürüyor. Seçimde en fazla oyu FPO aldı. Karar, FPO destekçileri arasında yaygın kınamalara yol açtı ve ülkenin demokratik ilkeleriyle ilgili soruları gündeme getirdi.
Protesto olarak Gumpoldskirchen'den Mario Widek, Başkan Van der Bellen'i "derhal istifaya" çağıran çevrimiçi bir imza kampanyası başlattı. Dilekçe yalnızca dokuz gün içinde 74.000'den fazla kişiden destek aldı; bu da FPO seçmenleri arasındaki hoşnutsuzluğun arttığını gösteriyor. Videk, cumhurbaşkanını "demokratik olmayan davranmakla" suçlayarak, yerleşik geleneğe göre parlamento seçimlerinde en çok oyu alan partiye tercih verilmesi gerektiğini vurguladı.
- Başkanın halkın iradesine saygı duyması gerektiğini iddia eden Videk, böyle bir kararın Avusturya'daki siyasi istikrar açısından geniş kapsamlı sonuçlar doğurabileceğini de sözlerine ekledi.
Pek çok analist, bu tür eleştirilerin halihazırda göç ve ekonomik baskılar gibi zorluklarla karşı karşıya olan Avusturya toplumunda kutuplaşmanın artmasına yol açabileceğine inanıyor.
Bir sonraki olağan başkanlık seçiminin 2028'de yapılması planlandığı ve Van der Bellen'in tekrar aday olamayacağı göz önüne alındığında, o zamana kadar devam eden gerilimlerin yönetimini nasıl etkileyeceğini zaman gösterecek. Pek çok kişi, istifa dilekçesinin siyasi veya hukuki değişikliklere yol açıp açmayacağını ve kamuoyunda daha da güçlü tepkilere yol açıp açmayacağını merak ediyor.
Tartışma devam ederken, seçimi kazanamayan partiye görev verilmesinin Avusturya'nın siyasi geleceğini şekillendirebilecek önemli bir konu haline geldiği açık. Başkan Van der Bellen'in istifa dilekçesi, özellikle seçmenlerin bir kısmının ciddi bir memnuniyetsizliğini gösteren imzacı sayısı (kısa sürede 74.000'den fazla) dikkate alındığında ciddi sayılabilir. Ancak dilekçenin kendisi doğrudan cumhurbaşkanının değişmesine yol açamaz çünkü Avusturya'da devlet başkanını değiştirme süreci yasal olarak tanımlanmış ve imza toplamaktan çok daha fazlasını gerektiriyor.
Avusturya'da Başkanın yalnızca Ulusal Meclis tarafından görevden alınabileceğini, bunun da belirli yasal prosedürler ve yasaların veya görevlerin ihlali gibi ciddi sebepler gerektirdiğini belirtmek önemlidir. Bir dilekçe kamuoyunun farkındalığını etkileyebilir ve politikacılar üzerinde baskı yaratabilir, ancak resmi değişim çok daha fazlasını gerektirir. Bu durum Avusturya'da muhalefetin güçlenmesine veya siyasi manzaranın değişmesine yol açabilir, ancak dilekçenin kendisinin buna yönelik yalnızca bir ilk adım olduğunu vurgulamak önemlidir.